Hukuk Camiası Türk Hukuk Enstitüsü İftarında Buluştu

Hukuk Camiası Türk Hukuk Enstitüsü İftarında Buluştu
Ankara - Türk Hukuk Enstitüsü (THE) Genel Merkezi tarafından düzenlenen Türk Hukuk Enstitüsü iftar yemeği Ankara’da gerçekleştirildi. Ankara Hakimevi'nde gerçekleşen iftar yemeğine ilgi yoğun oldu.

“İftar Yemeği Yoğun İlgi Gördü”

Türk Hukuk Enstitüsü Genel Merkezi tarafından düzenlenen ve gelenekselleşen iftar yemeği 21 Mayıs’ta gerçekleştirildi. İftar yemeğine Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkanı Av. Tarkan TOPER ev sahipliğinde Hakimler ve Savcılar Kurulu Üyesi Hamit Kocabey, Hakimler ve Savcılılar Kurulu Üyesi Alp Arslan, MHP Ankara İl Başkanı Turgay Baştuğ ve il yöneticileri,  Ankara Baro Başkanı Av. R. Erinç Sağkan ve yönetimi, Karaman Baro Başkanı Av. Oktay Yılmaz, Karabük Baro Başkanı Av. Rıdvan Erdoğan, Yargıda Birlik Derneği Başkanı Sayın Birol Kırmaz, TÜRKAV Başkanı Ebubekir Sıddık Korkmaz ve yöneticileri, Hukuki Mücadele Derneği Başkanı Av. Oğuzhan Buhur ve yönetimi, BADER Başkanı Av. Dursun Yassıkaya, Hukuk ve Demokrasi Kurumu Derneği Başkanı Nevzat Türkön, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, Adli ve İdari Hakimler ve Savcılar, avukatlar ve hukukçular katıldı.

Türk Hukuk Enstitüsü Genel Başkanı Av. Tarkan TOPER açıklamalarda bulundu.
TOPER yaptığı açıklamada; Amerika’nın ve İsrail’in bölge çıkarları için bölgenin haritalarını değiştirme planlarının kendi içinde vadesi gelmiştir. Bölgede bu planları bozacak tek güç Türk Millerinin 19 Mayıs’da yaktığı bağımsızlık ateşidir. Bu planlarını rahat eyleme koymak için türk devletini zayıflatma ve kendi içinde meşgul etme çabalarına karşı dikkatli olmak zorundayız.

Görünür görünmez tüm ihanet odakları ile aramıza keskin sınırlar çizmeliyiz. Türk milliyetçisinin gafleti de ihanettir bunu hiç unutmamamız gerekir. Allah bizi gafletten korusun. Kişisel tüm meselelerimizi bir tarafa bırakıp bize emanet edilmiş bağımsız devletimizi korumak ve gelecek nesillere daha güçlü ve lider ülke olarak bırakmak zorundayız. Hiç bir kişisel görüş ve tavrımız bundan daha önemli değildir.

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bir referandum bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi ve yakın zamanda yerel seçimler olmak üzere 3 yılda 3 seçim gerçekleştirdik. Bunca ihanete ve darbelere rağmen demokrasiden ayrılmadık, millet iradesine saygı gösterdik. Seçimlerimizi yaptık yöneticilerimizi seçtik.

Bir an için demokratik yöntemler dışına çıkmayı düşünmedik
15 Temmuz’da demokrasimize sahip çıkmak için sokağa döküldük. Bir an için demokratik yöntemler dışına çıkmayı düşünmedik. Çünkü biz kadim ve büyük bir milletiz. Ve büyük bir devletiz.

İstanbul seçimlerinde yapılan itirazlar sonucu Büyükşehir Belediyesi yönünden seçimin iptali ve tekrarlanmasına karar verildi. Kararı veren Anayasamızdan yetkisi alan Yüksek Seçim Kuruludur.

Elbette her yargı mercinin verdiği kararlar hukuken eleştirmeye müsaittir. Ve eleştirilecektir. Fakat yargı mercilerini töhmet altında bırakmak ‘’Çete Suçlaması Yapmak’’ ya da bu kararları tanımamak gibi eylem ve söylemler kabul edilmez.

‘’Tekrar Seçim’’ demokratik bir yöntemdir"
Tüm hukuki mülahazalar bir yana sonuç olarak, YSK verdiği bir karar ile mazbatayı bir adaydan alıp diğerine vermemiştir. Seçimin tekrarlanması kararı ile beraber İstanbulluların iradelerinin fesatsız şekilde sandığa yansıması ve yine İstanbullular tarafından karar verilmesinin önü açılmıştır. ‘’Tekrar Seçim’’ demokratik bir yöntemdir. Ve halkın gönlünü kazandığı iddiasından olan hiç bir siyasetçinin kaçacağı ve mazeret üreteceği bir durum değildir.

İstanbul seçimleri tecrübe olmuştur ki Cumhurbaşkanlığı yönetim modeli ile beraber seçim kanununda da gerekli değişiklikler yapmak gerekmektedir. En azından aradaki az oy farklarında yeniden sayımın önünü açacak yasal düzenleme ihtiyacının ve bir benzeri konular da sonut şekilde kanun ile belirlenmelidir.

İstanbul seçimlerinde hukuki itiraz ve süreçler nihayetinde verilen kararlar sonrası bir algı çalışması yürütüldüğü ve Türkiye’nin demokrasisni arızalı gibi gösterme çabaları da gözden kaçmamaktadır. Bunca badireye rağmen en sıkıntılı dönemde sandığın milletin önüne geldiği ülkemize kimse haksızlık yapmasın.

Unutulmasın ve kimse endişelenmesin, ülkemizi yönetenler sandık ile gelir sandık ile gider. Sözlerimin sonunda FETÖ ve diğer terör örgütleri ile mücadele konusunda da bir kaç hususa değinmek istiyorum.

"Siyaset terör örgütlerinden temizlenmeli"
Bugün FETÖ ile mücadele tam olarak yargının üzerine yıkılmıştır. Ve yargı mensuplarımız büyük fedakarlık ile suçlu ile suçsuzu ayırarak bağrımıza saplanmış ihanet ile mücadele etmektedir. Fakat son seçimlerde de ortaya çıkmıştır ki siyaset alanının güvenliği için siyaset terör örgütlerinden temizlenmelidir.

Yani FETÖ ve PKK’nın siyasi ayakları acilen yargı önüne çıkarılmalıdır. Terör devlete karşı işlenmiş bir suçtur. Failler arasında siyasi, asker, polis, hakim vatandaş gibi ayırımlar olmaz. Siyasi ayağını sandık da değil yargı ile temizlemek şarttır.  Ramazan ayının ülkemize hayırlar getirmesini dilerim.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.